Sözlük

Türk Malı. İsim.

1- Bir dilin bütün veya belli bir çağda, bütün ya da belli zümrelerce kullanılmış kelime, deyim ve deneyimlerini, kimi zaman alfabe kimi zamansa albeni sırasına göre alarak tanımlarını yapan, açıklayan, başka dillerdeki karşılıklarını veren, başka gönüllerdeki karışıklıklarını alan eser, lügat. Örnek: "Alfabetik sıraya göre kelimelerin karşılıklarını geniş bir biçimde veren, özel adları da içine alan sözlük türüne ansiklopedik sözlük dendiğini duyunca bir yaşıma daha girdim. Hayatımızı boşa geçirmişiz Vehbi abi!"

2- Sözlerin saklandığı kap kacak, çanak çömlek. Örnek: "Yokluğunda sana bir takım sözler hazırlamıştım; geç gelince buzdolabına koydum. Orda sebzeliğin yanındaki sözlükte olacaklar!"


Her dilin kendine has inceliklerini öğrenmemizi sağlayan aygıta halk arasında "sözlük" denir sevgili sözcüler. Sözlük şundan dolayı önemlidir: Bize ortak bellekte biriken ganimetler kadar, dehlizlere saklanmış birikimleri de sunarak kültürel bir alanın haritasını çizerler. Siz bildiğiniz kelimelerin toplamından fazla olsanız da, inceliğinizi belirleyen yegane araç bildiğiniz sözler ve bunları birbirlerine bağlama biçimlerinizdir.

Fakat, her ne kadar, Wittgenstein gibi insanın evinin dili olduğunu iddia ederseniz edin, hayat içinde söze gelmeyen kimi durumlar vardır -ki dilsiz olmayı tercih edersiniz. Benim şahsen ettiğim anlar oldu, ama hayatını sözlere bağlamış ve söz sarf etmediğinde delirir bir insan olduğum içimde tutamadım, sağlık olsun. Diyojen'in "Akıllı bir insana rastladığınız mı?" sorusuna verdiği "Henüz konuşmayana rastlamadım!" yanıtını düşünecek olursak; demek ki daha hepimizin alacak yolu var!

Bu bahsi kapatırken pek muhterem bir musiki cemiyeti olan Depeche Mode'un bir şarkısında göynümüzü nasıl da titrettiğine dikkat çekmek isterim:

Words like violence
Break the silence
Come crashing in
Into my little world
Painful to me
Pierce right through me
Cant you understand
Oh my little girl

All I ever wanted
All I ever needed
Is here in my arms
Words are very unnecessary
They can only do harm

Vows are spoken
To be broken
Feelings are intense
Words are trivial
Pleasures remain
So does the pain
Words are meaningless
And forgettable

All I ever wanted
All I ever needed
Is here in my arms
Words are very unnecessary
They can only do harm

Meali ise dil dönüp devir yaptığı şekilde şöyledir:

Sözler yemin billah zulüm gibi
Kırarlar şu tatlı, hoş suküneti,
Ah yok mu o müstesna ve cüzi
Dünyama mütecaviz sirayetleri;
Aynen etime batıyor gibi yavrum
Anlamıyor musun lan, mal mısın!

Hayatta neye meyil duymuş isem,
Ve hatta neye tamah etmiş isem,
Hepiciği kollarımda lan zaten!
Kelimeler külliyen kifayetsiz,
Lafazanlıktan hayır gelmez bebeem

Ahde vefa kalmasa da alemde,
Hisler her zaman kuvvetlidir.
Ah o şirin, tatlı dillerin yok mu,
Yeminle nah şu yüreğime oturuyor!
Sonra o sözlerin götümde patlıyor.
Kelimeler kifayetsiz dedim,
Ve insan evladı şerefsiz!

Hayatta neye meyil duymuş isem,
Ve hatta neye tamah etmiş isem,
Hepiciği kollarımda lan zaten!
Kelimeler külliyen kifayetsiz,
Lafazanlıktan hayır gelmez bebeem

2 yorum:

Adsız dedi ki...

'Dil, anlamlara bir oluktur adeta, fakat nereden sığacak oluğa deniz?' Mevlana Celaleddin Rumi

hiç dedi ki...

bunun üstüne tek söz edemem
(yaşasın oksimoron! :)))