Muadil

Arap atı. Sıfat.

1- Karşılaştırılan iki nesnenin yapı, içerik ve işlev açısından eşit olması, eş değerli. Örnek: "Evlilikleri boyunca eşine değer vermeyen ve ona muadil olacağı zannıyla bir zenneye gönlünü kaptıran Muhsin Adil Bey, Soyadı Kanunu'nu takiben, eski eşinin Nüfus Müdürü olan babasının marifetiyle Götelek soyadıyla kütüğe kaydedildiğini öğrendiğinde, yeni aşkıyla Amsterdam'dan henüz dönmüştü."

2- Görünüm ve davranış bakımından insani özelliklere sahip olan robot ya da insanımsılara gelecekte verilebilecek isimlerden birisi. Örnek: "Şu son moda muadillerin sizin gibi meslek erbablarının soylarının tükenmesine yol açmalarından üzüntü duyuyoruz, Artuditu Usta!"


Tidikeyimizin (TDK) hem "eşit", hem de "denk" olarak açıkladığı muadil kelimesi, gündelik hayatımızda ecza ve yazıcı şeritleri sektörleri dışında pek kullanılmaz.

Eczaneye gittiğinizde doktorun yazdığı Roş'a burun kıvıran eczacının size pekala "Abi bu pahalı fitilin muadili var: Abdi İbrahim! Nasıl olsa işlevi aynı!" demesiyle kısa bir hayat muhasebesine dalabilir; daha sonra da markalaşma konusunda isim bulmanın ne kadar önemli olduğunu karar vermiş, ama bütçenize uygun Abdi İbrahim almış olarak evinizin yolunu tutabilirsiniz.

Yazıcı şeritlerinde ise boyut olarak daha ufak, ama sayı olarak kallavi Çin işgali söz konusudur! Elli liralık Eyçpi kartuşu almak yerine, yirmi liralık Çin malı Eçpi'yi alıp, karlı bir alışveriş yapmanın mutluluğu içinde çıkarsınız dükkandan. Çıktısını almaya kalktığınız makalenin 11.sayfasında bu salak sırıtma hali yerini, bomboş çıkan kağıtlara yönelttiğiniz Taocu bakışlara bıraksa da, "Hangi mutluluk sonsuza kadar sürer ki zaten!" diyerek enayiliğinizi görmezden gelmeyi tercih edersiniz.

Herhangi bir satıcıdan kazık yemeden önce aklımıza gelmeyen bilgi şudur: Muadilin İngilizce karşılığı olarak kullanılan "equivalent" kavramının aynı zamanda, "Alan ya da hacim olarak eşit olan, ama üst üste denk gelemeyen." ifadesini de içerir. Sözgelimi, bir karenin alanı bir üçgeninkiyle aynı olabilir; ancak bunlar tamamen farklı geometrik şekillerdir; zira alan babında eşit olmalarına karşın aynı değillerdir. (Buyrun, buradan abdiibrahimleyin!) [Cemil Abi, yerel sermayeye karşı uluslararası sermayeyi övmek ayıp olmuyor mu!] (Ne diyorsun lan sen?) [Abdi İbrahim'den fiil türetme işini çok alaycı buldum da.] (Sen böyle saçma yorumlar yaptıkça içimde volkanlar türüyor, yüzüne kül olarak yağasım geliyor!) [Ama abi, bunlar dünyanın kanını emen sömürgeciler!] (Öyle mi yapıyorlarmış? Bu bilgi bana henüz ulaştı!) [Ayrıca, yerli malı yurdum malı...] (Şimdi seni bir muadillerim, kalırsın öyle!) [Herkes onu...Amazon ormanları...]

Muadil, 'ikame' ile 'hakiki' arasındaki kayıp basamaktır. Fakat paralel bir evrene inşa edildiği için iki tarafa da bağlanamaz, garip bir tekbaşınalık içinde ağına düşecek zavallıları bekler. Muadilin kaderine kara bir leke gibi bulaşan bu "aynı" olamama, gündelik kullanımda, üstü örtük bir "aşağı(da)lık" halini ifade eder. Ne var ki yanılmaya müsait insan evladı 'hakiki'den aşağıya baktığında, sadece 'ikame'yi görür! Bu sırada ise muadil alıp başını gider. Hatta kimi zaman özgün olanın üstüne çıkacak kadar mükemmel görenerek, daha çok tercih edilen haline gelebilir.

Oysa muadilin bu şaşalı yükselişi pek de uzun sürmez! Konu üzerinde çalışan Nikaragualı bilimadamlarının, Parçanın Uzamsal Tezahüründeki Anlık Mükemmelliğin Alan Derinliğini Rencide Etmesi (PUTAMADRE) diye adlandırdıkları bu süreç, garip bir parçanın anlık mükemmelliğinin normalleşmiş sistemin süregen istikrarına uyumsuzluğu olarak tanımlanır. Yani, stabil iç dinamiklerle opere edilen bir sistem, paralel evrenden adapte edilen bir muadili absorbe etmeyi ancak sınırlı bir süre için başarabilir, kendi mekaniği değişmeden onu içselleştiremez! (Ya lafın özü, o kartuş elinde patlayacak hacım!)

İşte tam da bu noktada, kelimenin ikinci anlamı (henüz Tidikey sözlüğünde olmayan) karşımıza çıkar: Muadili ilaç ya da yazıcı şeridinden bir adım öte götürüp insana uygularsak ne olur? İnsanın muadili var mı? Yoksa insan kendisi bir başka varlığın muadili midir? Muadil muadile değerse nasıl bir enerji açığa çıkar? Bize bu maddeyi yazma fikrini veren Üç Maymun Çetesi yeni adet icat etmeyi sürdürecek mi? Muadilin tarihi ulusal birlik ve bütünlüğümüzün önemini daha iyi anlamamızı sağlayabilir mi? Muadil ile Mu uygarlığı arasında bir bağlantı var mı? Japonlar mükemmel muadili yapabilecekler mi? Amazon ormanlarına ne olacak?

Bu ve buna benzer tüm soruların yanıtı bir sonraki bölümde!

Gelecek Program: Muadilin İntikamı

3 yorum:

liifeproof dedi ki...

sayın hiç: çok güzel bir yazı olmuş. ilk yazınıza ve--dört gözle beklediğimiz--ikinci yazınızın başlığına bakarak bunun bir üçleme olduğunu tahmin ediyorum.
umarım öyledir. pek heyecanla takip ettik. gözlerinizden öperim.
muhittin adil

hiç dedi ki...

Sayın Muhittin Adil Bey,

İlginiz ve beğeniniz için teşekkürler.

Prodüktörümüz üçleme olmasının gişede faydalı olacağını iddia etse de, devam maddelerine karşı sanatçı duruşumuzu korumaya çalışıyoruz. Umarız ki ikileme olarak bırakma şansına sahip olacağız.

Bu arada, Muhsin Adil Bey'le bir akrabalık var mıydı?

lifeproof dedi ki...

muhsin adil 3. kusaktan amcam olur. eger kendileri halen hayatta ise selam soyleyiniz.